Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu, düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmasının başında milletimizin ve İslam aleminin hicri yılbaşını tebrik eden Genel Başkanımız Karamollaoğlu, “Adalete, iyiliğe, doğruluğa, hak ve hakikate yolculuğumuzun bugüne bakan yönleriyle anlaşılması temennisiyle; milletimizin ve İslam âleminin hicri 1445. yılını tebrik ediyorum. Yeni hicri yılın ve mübarek Muharrem ayının tüm insanlığa sağlık, huzur ve barış getirmesini Cenâb-ı Allah’tan niyaz ediyor; şehitlerin efendisi Hazreti Hüseyin efendimizi ve Kerbela şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum” dedi.

Bugün aynı zamanda iki tarihi günün de yıl dönümü olduğunu ifade eden Genel Başkanımız Karamollaoğlu, şunları söyledi:

“Bunlardan ilki; 20 Temmuz 1974’te gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekâtı’dır. 1974 yılına gelene kadar Kıbrıs’ta soydaşlarımıza karşı acımasız katliamlar yapılıyordu. Ada’da terör estiriliyordu. Fakat maalesef, iktidarda bulunanların gıkı bile çıkmıyor, konu kınamalarla geçiştiriliyor; ‘Batılı ülkeler ve uluslararası kamuoyu ne der acaba?’ çekincesiyle tek bir adım dahi atılmıyordu. Milli Görüş, iktidar ortağı olana kadar da bu böyle devam etti. Kıbrıs hususunda, Milli Selamet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin koalisyon hükümeti dönemi bir dönüm noktası oldu. Biz iktidar ortağı olduk ve ‘O ne der, bu hangi tehditleri savurur, kim bunu engellemeye çalışır’ hiç bunları düşünmeden, bir an bile tereddüt etmeden Mehmetçiğimizi Ada’ya çıkarttık.

Hatay’dan Sonra İkinci Toprak Kazanımımız; Kıbrıs

Kıbrıslı kardeşlerimizin yardımına koştuk, akan kanı durdurduk, soydaşlarımızın feryâdını dindirdik, Ada’yı huzur ve barışa kavuşturduk. Bakın, dikkatinizi çekmek isterim; Milli Görüş’ün dirayeti, azmi ve kararlılığı sonucu, Cumhuriyet döneminde Hatay’dan sonra ikinci toprak kazanımımız Kıbrıs olmuştur! ‘Milli Görüş nedir?’ merak eden; Kıbrıs’a baksın! ‘Milli Görüş hangi ilke ve değerler üzerinde siyaset yapar, diğer siyasi partilerle hangi doğrultuda ittifak veya koalisyon kurar?’ bilmek isteyen 1974’ü hatırlasın! Her zaman vurguladığımız ‘şahsiyetli dış politika’ nasıl uygulanır öğrenmek isteyen ise satır satır Kıbrıs Barış Harekâtı’nı okumalı, iyi değerlendirmelidir.

Kıbrıs, Milli Davamızdır

20 Temmuz, tarihimizin altın sayfalarından birisidir. 20 Temmuz, farklı siyasi kanaatlere sahip partilerin, vatan söz konusu olunca, nasıl bir ve beraber hareket edebileceğinin en güzel örneklerinden birisidir. 20 Temmuz, bu milletin kahraman evlatlarının yazdığı tarihi destanlardan birisidir. Tüm dünya bilsin ki; Kıbrıs, biz Milli Görüşçülerin kırmızı çizgisi, aziz milletimizin de milli davasıdır! Kıbrıs konusunda, asla en ufak taviz vermez, bir santim dahi geri adım atmayız! 550 şehit vererek elde ettiğimiz kazanımlarımızı, her şart altında, canımız pahasına dahi olsa, koruruz! Başta Yunanistan’a ve Yunanistan’a kol-kanat geren, şımartan tüm Batılı ülkelere de sesleniyorum; hiç kimse ateşle oynamaya kalkışmasın, ateş yakar! Herkes tarihten ders çıkarmalı, bugün atacağı adımların yarın kendilerine neye mâl olacağını iyi hesap etmelidir.

Türkiye’nin, ‘Kıbrıs Sorunu’ Diye Bir Sorunu Yoktur!

Elbette 2004 Annan Planı sürecini, o dönemde Ada’da yapılan referandumu, bugünkü iktidarın o zamanki tutumunu birileri unutmuş olabilir; ancak biz hiç unutmadık. ‘Referanduma evet’ kampanyaları düzenleyenleri, Kuzey Kıbrıs’ta evet oylarının çoğunlukta çıkmasına sebep olanları da hiç ama hiç unutmadık. Zira birilerinin Kıbrıs’ı gözden çıkardığı o dönemde, rahmetli Oya Akgönenç Hanımefendi’nin başkanlığında biz Saadet Partililer gerçekleri anlatmak için çok uğraşmıştık. Allah’tan Rumlar, buna ‘hayır’ dediler de, süreç farklı işledi. Hem iktidarı hem de uluslararası kamuoyunu uyarıyoruz; hiç kimse bir daha böyle girişimlere tevessül etmesin! Altını çize çize ifade ediyorum; Türkiye'nin, 'Kıbrıs sorunu' diye bir sorunu yoktur. Var olan sorunlar 1974 Barış Harekâtı ile birlikte sona ermiştir. Şimdi atılması gereken adımlar ise bellidir; Türkiye, Ada’dan asker çekmek bir yana askeri varlığını daha da güçlendirmelidir. Bölgedeki sıcak gelişmeler ve Ada’nın stratejik önemi de dikkate alınarak mutlaka bir hava üstünlüğü sağlanmalıdır. Türkiye, KKTC’nin başta kardeş ve dost ülkeler tarafından, ardından da diğer tüm ülkeler tarafından tanınması hususunda diplomatik atağa geçmelidir. Aksi takdirde, Avrupa’ya vizesiz gitme hayali kuranlar, yarın Lefkoşa’ya, Girne’ye, Gazi Magosa’ya vize ile gitmek zorunda kalabilirler! Bunun hesabını da ne tarih önünde ne de millet vicdanında veremezler. Kıbrıs Barış Harkâtı’nın mimarı, merhum Liderimiz Necmettin Erbakan’ın ifadesiyle söylüyorum; ‘Kıbrıs’ta şehit kanı ile alınmış bu topraklardan bir zerresini geri vermeye kalkarsanız hepinizden hesap sormak, bütün şehitlerimiz adına hesap sormak bizim için bir vecibedir, boynumuzun borcudur. Haberiniz olsun.’ Bu duygu ve düşüncelerle Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 49. yılında; bu harekatta şehit olan kahraman askerlerimize ve Kıbrıs mücahitlerine Allah’tan rahmet diliyorum. Harekatın gerçekleştirilmesi emrini veren merhum Necmettin Erbakan Hocamızı, dönemin Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit’i ve tüm gazilerimizi bu vesileyle saygı ve minnetle yâd ediyorum.

20 Temmuz 2001; Saadet Partimizin Kuruluşu

Bugün tarihi bir başka günün de yıl dönümü demiştim. O da Saadet Partimizin kuruluş yıl dönümüdür. Bilindiği üzere Saadet Partimiz, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın yıl dönümüne atfen 20 Temmuz 2001’de kurulmuştur. Merhum Liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın önderliğinde, Recai Kutan ağabeyimizin Genel Başkanlığında kurulan partimiz; dünden bugüne ahlaki duruşunu, hak ve hakikat mücadelesini, aynı inanç, azim ve kararlılıkla çeyrek asırdır devam ettirmektedir. Dünden bugüne bizler nice badireler atlattık ama hep kararlılıkla yolumuza devam ettik. Partilerimiz kapatıldı, cezaevlerinde yattık, siyasi yasaklı olduk ama bizler hep aynı azim ve inançla hedeflerimiz doğrultusunda koşmaya devam ettik ve elbette bu yolda dönenler de oldu, kuşandığımız bu ağır sorumluluğu taşıyamayıp, sonra gömlek çıkarır gibi çıkarıp, bir kenara atanlar da oldu!

Önce Ahlak ve Maneviyat

Biz Saadet Partililer, üzerimizdeki tertemiz, bembeyaz ‘Milli Görüş gömleğini’ hiç kirletmeden, hiç kırıştırmadan taşımayı şeref kabul edenler, işte bugün yine buradayız! ‘Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan’ diyen kardeşlerim; Allah sizlerden razı olsun! ‘Kınayanların kınamasına hiç aldırmadan’ hakkı ve hakikati haykırmaya devam eden muhterem kardeşlerim; iyi ki varsınız! ‘Önce Ahlak ve Maneviyat’ diyerek ilk adımını atmış hareketimizin, sadece sözlerinde değil tüm davranışlarında da bunu şiar edinen, hayatına rehber edinen kıymetli mensupları; Cenâb-ı Allah sizlerden razı olsun! Bizim siyaset anlayışımız; Kutuplaştırıcı değil kucaklayıcıdır. Ayrıştırıcı değil birleştiricidir. Ötekileştirici değil uzlaştırıcıdır ve biz kuvveti değil hakkı üstün tutarız; menfaati değil hizmeti esas alırız.

Yaşanabilir bir Türkiye, Yeniden büyük Türkiye ve Yeni bir Dünya

Genel Başkanımız Mahmut Arıkan: Sizin 28 Şubat'ın Mimarlarından Sadece Bir Farkınız Var! Genel Başkanımız Mahmut Arıkan: Sizin 28 Şubat'ın Mimarlarından Sadece Bir Farkınız Var!

Biz Saadet Partililer olarak yönetimde; adaleti, ahlakı, liyakati, istişareyi esas alır; tüm işlerimizde şeffaflık ve denetime, verimliliğe, plan ve programa önem verir, özen gösteririz. Bizler, ‘adil, demokratik, özgür ve güçlü bir Türkiye’yi inşa etmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Bizler, devletin adil olması gerektiğini, 85 milyonun her bir ferdi için adil paylaşımın esas alınması gerektiğini biliyor ve bunun için mücadele ediyoruz. ‘İnsanca Yaşam’ herkesin hakkıdır ve bu hakkın elde edilebilmesi için Saadet Partimiz, hiçbir ayrım yapmadan her bir vatandaşımız adına mücadele etmekte kararlıdır. Bu topraklarda israfın, rüşvetin ve yolsuzluğun kökünü kazıyana kadar da mücadelemize aynı kararlılıkla devam edeceğiz! ‘Hızlı ve yaygın kalkınma’ hamlelerimizle, ülkemizin dört bir tarafını mamur etmeye, Doğu’dan Batı’ya, Kuzey’den Güney’e ülkemizi topyekûn ayağa kaldırmaya ahdimiz var bizim! Tüm bu politikalarımızla ‘Yaşanabilir bir Türkiye’yi inşa ederek, ‘Yeniden büyük Türkiye’ hedefimizi gerçekleştirecek; şahsiyetli bir dış politikayla da adil ve ‘Yeni bir Dünya’nın temellerini atacağız Allah’ın izniyle…Buna canı gönülden inanıyoruz!

Beton Duvarlar İçinde Bir Çiçek Açtı

Hatırlayın; Milli Nizam Partimiz kuruluşundan çok kısa bir süre sonra kapatılmıştı, ancak biz Milli Selamet Partisi ile çok daha güçlendik ve tarihi işlere imza attık. Ardından o da kapatıldı. Ancak Refah Partisi ile biz milletimizin bugün dahi unutamadığı, hayırla yâd ettiği dönemlerde tarihi başarılara imza attık. Partimiz bir kez daha kapatıldı ve bu sefer üzerimize beton döktüklerini sandılar. Ancak yine yanıldılar! Merhum Şair Erdem Beyazıt’ın o veciz ifadeleriyle; ‘beton duvarlar içinde bir çiçek açtı’ ve biz Fazilet Partisi’ni kurduk. Bir ez daha partimizi kapattılar ancak biz; ‘atımızı alan yolumuzu da almadı ya’ diyerek yine besmelemizi çektik ve Saadet Partimizi kurarak yolumuza devam ettik ve hâlâ devam ediyoruz. Bu 5-6 cümle ile anlattığım; aslında yarım asırlık tertemiz bir mazinin ve destansı bir mücadelenin kısacık bir özetidir. Başkalarının sırtına basarak, başkalarının emeğini hiçe sayarak, yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişerek inşa edilen bir siyasi tarihi değil, tırnaklarıyla kazıya kazıya, yarım asırlık yol arkadaşlarıyla sırt sırta vererek ve her daim ‘helal siyaset’ yapılan bir tarihi dönemi anlatıyorum.

Saadet Partisi Meclis Grubu Kimsesizlerin Kimsesi Olacaktır

Evet, edilen dualar, akıtılan alın terleri, sarfedilen samimi gayretlerle bugüne gelindi. Bugün yine aynı inanç, azim ve kararlıkla, aynı ilke ve hedefler doğrultusunda yolumuza kararlılıkla devam ediyoruz ve şimdi hamdolsun, uzun bir zaman diliminin ardından Saadet Partimiz, TBMM çatısı altında bir grup ile temsil edilmektedir. Bu aşamada Gelecek Partisine, Genel Başkanı Sn. Başbakan Ahmet Davutoğlu’na, parti yöneticilerine ve milletvekillerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Böylece, ülkemizin problemlerine dair çözüm önerilerimiz bugün, dünden çok daha etkili bir şekilde gündemde yer alacaktır. Milletimizin sorunlarını, talep ve beklentilerini bugün, dünden çok daha gür bir şekilde ve beraberce dile getirecek, çözümü konusunda çok daha etkin çalışmalar ortaya koyacağız. Çok net ifade ediyorum; en ufak bir problemi olan buyursun bize gelsin, en küçük bir derdi olan anlatmak için buyursun bize gelsin. Biz bunun için varız, milletimizin derdi bizim derdimizdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve TBMM aritmetiği birçok noktada imkan vermese de; biz en azından sessiz yığınların sesi, kimsesizlerin kimsesi olmaya kararlıyız!

Ülke ve Millet Olarak Milli Görüş Politikalarından Uzaklaşmanın Ağır Bedellerini Ödüyoruz

Sözün burasında şu hususu da aziz milletimize hatırlatmak isterim; Milli Görüş politikalarından uzaklaşmanın hangi ağır problemleri de beraberinde getirdiğini son 20 küsür yıllık süreç çok net olarak ortaya koymaktadır. Milli Görüş’ün ilke ve değerlerinden taviz vererek iktidara gelenlerin 20 yılın sonunda ülkemizi ne denli kötü bir tablo ile karşı karşıya bıraktığını üzülerek görüyoruz maalesef. Ahlaktan adalete, ekonomiden eğitime, sağlıktan tarıma ve dış politikaya varıncaya dek tüm alanlarda lime lime dökülüyoruz adeta! İsraf, rüşvet ve yolsuzluk almış başını gitmiş, yoksulluk hiç olmadığı kadar milletimizin belini bükmüş; her geçen gün bir önceki günü arar hale gelinmiştir. Borç-faiz-borç sarmalından ne devletimiz ne de milletimiz kurtulamamakta; her geçen gün giderek artan bir borç batağına sürüklenilmektedir. Yanlış yatırım anlayışı nedeniyle kaynaklarımız çarçur edilmekte; üretimi, hızlı ve yaygın kalkınmayı esas olan ekonomik model bir kez dahi uygulanmamaktadır. Bırakın son 22 yılı, sadece şu son 2 ayda milletin sırtına yüklenen vergiler ve yağan zam yağmuru dahi bir iktidarın başarısızlığını ortaya koymaya yeter de artar! Bugün uzun uzadıya bir değerlendirme yapmayacağım, TBMM’de ve her zeminde bu hususları dile getiriyoruz, getirmeye de devam edeceğiz. Bu konuları görüşmek üzere TBMM’miz de toplantıya çağrılmış bulunmaktadır. Bugün iki özel gündemle bu toplantıyı gerçekleştireceğimizi ifade etmiştim; sadece bugün gelinen noktanın Milli Görüş politikalarından uzaklaşmanın bir sonucu olduğunu ifade etmek için küçük bir parantez açmakla yetineceğim. Bilinmelidir ki; bugün yaşadığımız problemler sonuç, Milli Görüş çizgisinden sapmalar sebeptir! Bugünkü duruma göz göre göre gelinmiştir; merhum Erbakan Hocamızın işaret ettiği, ısrarla uyarıda bulunduğu ne varsa bugüne dek tek tek gerçekleşmiştir. Bugün kapı kapı para bulmak için gezen bir ülke konumuna gelmeyelim diye yıllarca uyardık, dinlemediler. Anlattık; ya anlamadılar ya da daha vahimi anlamazdan geldiler. Milli Görüş yolundan zaten çıkmışlardı; bir daha da yollarını, yönlerini bulamadılar maalesef… Ne diyelim; Allah kendilerine akıl, fikir, basiret ve feraset versin, çok geç de olsa hatalarından dönme erdemini gösterebilirler inşallah.

20 Temmuz Bayramımız Kutlu Olsun

Sözlerimin sonunda en başta merhum Liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızı bir kez daha rahmet, minnet ve özlemle yâd ediyorum. Ve yine ebediyete irtihal eden Milli Görüş Hareketimizin öncülerinden; Oğuzhan Asiltürk Bey’i, Süleyman Arif Emre Bey’i, Şevket Kazan Bey’i, Ahmet Tekdal Bey’i, Fehim Adak Bey’i ve Rıza Ulucak Bey’i rahmetle anıyorum. Yine dünden bugüne partilerimizin çeşitli kademelerinde görev almış Cevat Ayhan, Arif Ersoy, Bahri Zengin Beyleri ve Oya Akgönenç Hanımefendi’yi de rahmetle anıyorum. Mekanları cennet, makamları âli olsun. Lütfü Doğan Hocamıza, Recai Kutan ağabeyimize ve Yasin Hatipoğlu ağabeye de sağlık ve afiyet diliyorum. Allah, kendilerinden razı olsun. 1969’dan bugüne Milli Görüş Hareketimiz için emek vermiş ve yine 20 Temmuz 2001’den bugüne Saadet Partimizin çatısı altında her kademede alın teri dökmüş fedakar kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Cenâb-ı Allah, bundan sonraki çalışmalarımızı bereketli, birliğimizi, beraberliğimizi ve kardeşliğimizi daim eylesin. Yolumuz açık, sözümüz tesirli olsun inşallah. Unutulmamalıdır ki; Saadet Partimiz, Türkiye’nin Teminatı, milletimizin de sigortasıdır! İnanıyorum ki yeni dönem; Saadet Partimiz ve Milli Görüş’ün en büyük zaferlerinin, en büyük başarılarının, en büyük hizmetlerinin yaşandığı dönem olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle; aziz milletimizin ve kıymetli teşkilat mensuplarımızın 20 Temmuz Bayramını kutluyorum!"

WhatsApp Image 2023-07-21 at 15.37.27WhatsApp Image 2023-07-21 at 15.37.27 (1)WhatsApp Image 2023-07-21 at 15.37.28WhatsApp Image 2023-07-21 at 15.37.28 (1)

Editör: Saadet Gündem