Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti Devletini Bir Kişiye Teslim Etmeyeceğiz” dedi.

Kılıçdaroğlu, İstanbul Maltepe’de miting düzenledi.

Mitinge; İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ile birlikte; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı.

Kılıçdaroğlu’nun İstanbul Mitingi’nde yaptığı konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“BU ÜLKEDE HİÇBİR ÇOCUĞUN YATAĞA AÇ GİRMEDİĞİ BİR TÜRKİYE’Yİ İNŞA ETMEYE HAZIR MISINIZ

Değişime hazır mısınız? Türkiye’ye demokrasiyi getirmeye hazır mısınız? Alın terine değer vermeye hazır mısınız? Bu ülkede hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye’yi inşa etmeye hazır mısınız? Söz mü? Ben de size söz veriyorum, bu ülkede hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bu ülkede hiçbir yoksul ailenin elektriği, suyu, doğal gazı kesilmeyecek. Bu ülkeyi cennet gibi yapacağız ve birlikte huzur içinde yaşayacağız.

85 MİLYON İNSANA HAKKIYLA, HUKUKUYLA VE ADALET İÇİNDE HİZMET ETMEYE SÖZ VERİYORUM

Şundan emin olmanızı istiyorum, 85 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım. Hiçbir ayrım yapmadan, hiç kimseyi ötekileştirmeden, hiç kimsenin kimliğini, inancını, yaşam tarzını sorgulamadan 85 milyon insanın Cumhurbaşkanı olacağım. Ve 85 milyon insana hakkıyla, hukukuyla ve adalet içinde hizmet etmeye ben de size söz veriyorum.

YAKLAŞIK 800 BİNİ AŞKIN GENÇ İSTANBUL’DA GİDİP SANDIKTA İLK KEZ OY KULLANACAK

Ülkeyi huzura kavuşturmamız lazım. Çok kamplaştırdılar. Komşumuzun kimliğini sorgular hale getirdiler. İnsanların inançlarını sorgular hale getirdiler. Türkiye’yi buradan çekip çıkaracağız. Bunun için en büyük güç sizsiniz. Sizlerle beraber yola çıkacağız. Gençler, burada mısınız? Yaklaşık 800 bini aşkın genç İstanbul’da gidip sandıkta ilk kez oy kullanacak. Ve sizler otoriter bir yönetimi demokratik yollarla değiştireceksiniz. Sadece bizim siyasi tarihimiz değil, dünya siyasi tarihine de önemli bir armağan bırakacaksınız. Bu onur size yeter.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİ BİR KİŞİYE TESLİM ETMEYECEĞİZ

Birlikte mücadele ettiğimiz zaman Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yoktur, bütün sorunları çözülebilir. Az önce genel başkanlarımızı dinlediniz. Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarımızı dinlediniz. Birlikte yola çıktık. Ortak akılla yola çıktık. Türkiye Cumhuriyeti devletini bir kişiye teslim etmeyeceğiz, bir kişinin iki dudağı arasından çıkan sözü hiç kimse kabul etmeyecek. Beraber ve birlikte yöneteceğiz. Akılla yöneteceğiz. Bilgiyle, birikimle, ahlakla, erdemle yöneteceğiz. Hiçbir ayrımcılık yapmayacağız. Bu ülkeye sözüm söz baharı getireceğim. Bu ülkeye huzuru getireceğim. Göreceksiniz. Herkesi kucaklayacağız. Hiç kimseyi mağdur etmeyeceğiz.

ADALETE SUSADIK, HEPİMİZ ADALETİ İSTİYORUZ

KHK’lılara bahar gelecek mi? Evet, haydi bahar gelecek. Hiç endişe etmeyin. Bu kardeşiniz bu meydanda Adalet Yürüyüşü’nden sonra da gelmişti. Adalet Yürüyüşü’nü yapmıştım. Adalet devletin temelidir. Devletin dini adalettir. Adaleti her yerde, ortamda savunmak zorundayız. Sadi şöyle söyler; ‘Dünyanın bütün nehirleri adalete susamız bir insanın susuzluğunu gidermeye yetmez.’ Hepimiz adalete susadık, hepimiz adaleti istiyoruz. Adalet sadece mahkeme salonlarında gerçekleşmez. Eğer bir çocuk yatağa aç giriyorsa 85 milyonumuz aç demektir. Bir çocuk eğer soğukta kaldıysa 85 milyonumuz soğukta kalmış demektir. Dolayısıyla biz beraber ve birlikte Türkiye’yi yeniden aydınlığa çıkaracağız. En büyük gücümüz sizsiniz ve kendinize güvenin.

YERİMİZ ÇANKAYA OLACAK. GAZİ MUSTAFA KEMAL’İN MÜTEVAZI MEKÂNI OLACAK

Türkiye’nin bütün sorunları çözülebilir. Benim saray merakım yok, 6 liderin de öyle bir saray merakı yok. Ben sizler gibi yaşıyorum. Sizler gibi mütevazı bir hayatım var. Sizler gibi yaşamaktan da onur duyuyorum. Saraya gitmeyeceğiz, Allah nasip eder sizlerin oyuyla Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduğumda yerimiz Çankaya olacak. Gazi Mustafa Kemal’in mütevazı mekânı olacak.

ÇALIŞTINIZ, KAZANDINIZ, PRİM YATIRTMADILAR, BORÇLANMA İMKANI GETİRECEĞİM

Söz verdim, en geç iki yıl içerisinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi, Afgan kardeşlerimizi ülkelerine uğurlayacağım. Staj ve çıraklık… Meraklanmayın. Onu biliyorum ve çözeceğim. Çalıştınız, kazandınız, prim yatırtmadılar, borçlanma imkânı getireceğim. Her hakkı teslim edeceğim, her hukuku uygulayacağız. Asla ve asla birilerinden yana tavır almayacağız.

YUH ÇEKMEYİN, SANDIĞA GİDİP OY KULLANIN

Benim Cumhurbaşkanı olmamı istemeyen iki kesim var. Onları bilmenizi isterim. Birincisi beşli çeteler. Beşli çeteler istemiyorlar. Yuh çekmeyin, sandığa gidip oy kullanın. Ben sizden onu bekliyorum. Yuh çekmek en kolayı, zor olanı sandığa gitmek. Ama sandığa giderken bir arkadaşını beraber götürmek. Özellikle AK Parti’ye veya MHP’ye veya Cumhur İttifakı’ndan birisine geçen dönem oy veren bir kişiyi ikna edeceksiniz, beraber sandığa götüreceksiniz ve oy kullanacak. O zaman gerçek anlamda her bir birey görevini yapmış olacak. Bunun sözünü istiyorum. Söz mü? Yüz binlerin sözünü dinledik. Söz aldım. Onu da biliyorum.

NERELERE GÖTÜRDÜKLERİNİ BİLİYORUM

Beşli çetelerin yurtdışına kaçırdıkları paraları biliyorum. Nerelere götürdüklerini biliyorum. Amerika’da Manhattan’da gökdelenler yaptığını biliyorum. Muhammed Ali Clay’in çiftliğini nasıl satın aldıklarını biliyorum. Londra’da paraları nerelere yatırdıklarını biliyorum. Tamamını ama tamamını son sentine kadar getireceğim ve bu millete vereceğim. 418 milyar doları götürdüler. Az önce Meral Hanım söyledi, sadece bir işlemden 1 milyarın nasıl götürüldüğünü söyledi. Onların tamamını 418 milyar doları kuruşu kuruşuna getireceğim ve sizlere vereceğim, bu halka vereceğim.

KUL HAKKI YİYENİN BURNUNDAN FİTİL FİTİL GETİRECEĞİM

Söyledim bir daha ifade edeyim, kul hakkı yemem, kul hakkı yedirmem. Bakınız onlar hiç diyor mu biz kul hakkı yemeyeceğiz diye. Demiyorlar, söyleyemiyorlar. Ben onların neler yediğini biliyorum. Kul hakkı yiyenin burnundan fitil fitil getireceğim. Hiç kimse endişe etmesin. Beni istemeyen ikinci bir grup daha var. Uyuşturucu baronları… Söz veriyorum uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım. Uyuşturucu baronlarına da bir şey diyemiyorlar. Neredeyse kucaklaşacaklar. Ama bu ülkenin çıkarı için ne gerekiyorsa yapacağız. Bu ülkeyi aydınlığa çıkaracağız. Beraber, birlikte bunu sağlayacağız. Bundan emin olmanızı isterim.

BÜTÜN SORUNLARI ÇÖZMEYE AHDETTİM

Son söz; çünkü uzun süre beklediniz. Ekrem Başkanımızın mitingleri bitirirken söylediği bir şey var, güzel bir cümle var onu kullanarak izin verirseniz bu mitingimizi bitirmiş olalım. Her şey çok güzel olacak. Bütün sorunları biliyorum. Emin olun. Bütün sorunları çözmeye ahdettim. Ve ben bu ülkeye arkadaşlarımla birlikte baharı getireceğim. Huzuru getireceğim. Kim olursa olsun bu topraklarda yaşıyorsa sorunlarıyla ilgileneceğiz. Asla ayrımcılık yapmayacağız. Ondandır bundandır diye bir şey söylemeyeceğiz ve 85 milyonu kucaklayacağız. Benim de size sözüm 85 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım. 85 milyona hizmet edeceğim. Hiçbir ayrım yapmayacağım. Herkesi kucaklayacağım.”

 

“BÜTÜN MİTİNGLERDE İYİ PARTİ SEÇMENİNDEN TEK BİR ŞEY İSTİYORUM BEN. BİR OY KEMAL’E BİR OY MERAL’E”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de mitingde yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

“Bir Kemal’e Bir Meral’e… Öncelikle bu meydanı doldurduğunuz için, şereflendirdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. Haklarınızı helal edin. Cenab-ı Hak başta sayın Kılıçdaroğlu olmak üzere hepimizi önce kendi huzurunda sonra sizlerin karşısında utandırmasın inşallah.

14 Mayıs elbet burası gösteriyor ki Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı sayın Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı olarak seçildiği ve alkışlar içinde inşallah Çankaya Köşkü’ne beraberce götürdüğümüz bir akşam olacak. Sizin helal oylarınızla Sayın Kılıçdaroğlu, 13. Cumhurbaşkanı olacak. Ben de… ‘Başbakan Meral’ diyorsunuz ya. Oylarınızla başbakan olmak istiyorum. Bizim Anadolu’da yaptığımız bütün mitinglerde İYİ Parti seçmeninden tek bir şey istiyorum ben: Bir oy Kemal’e bir oy Meral’e.

“BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANIYORUZ”

Şimdi burada hem İYİ Parti’nin hem CHP’nin seçmenleri var. Birleşe birleşe kazanıyoruz. Ama minicik bir isteğim var sizden. Her CHP’li aileden sadece tek bir oy istiyorum. Ama biz bütün İYİ Partililer, bütün oylarımızı sayın Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı için oraya şak diye basacağız.

“HAYATIMDA BU KADAR REZİL BİR SEÇİME İLK DEFA GİDİYORUZ”

Genel Başkanımız Mahmut Arıkan: "Bugünden İtibaren Yeni Nesil Siyaset Başlamıştır!" Genel Başkanımız Mahmut Arıkan: "Bugünden İtibaren Yeni Nesil Siyaset Başlamıştır!"

Türkiye… Ben siyasetçi bir ailenin kızıyım. 30 yıldır kendim siyaset yapıyorum. Toplamında 50 yıllık bir hafızam var. Hayatımda bu kadar rezil bir seçime ilk defa gidiyoruz. Hakaretlerin, küfürlerin, iftiraların havada uçuştuğu, tehditlerin havada uçuştuğu bir seçim… Milletine ilk defa ‘işgalci’ diyen bir dil… Türk milletine işgalci, darbeci diyen bir dil… Allah’ım bütün psikiyatrları bu ağabeyleri tedavi için davet ediyorum. Gerçekten cezai ehliyetleri kalmadı. En tepesinden bugün bakanlık makamında oturanlara hepsi aynı.

“O KASETTE, NASIL HIRSIZLIK YAPILDIĞINI ANLATIYOR”

İki de bir kasetten bahsediliyor. Recep bey Recep bey… Var mıdır yok mudur belli olmayan bir kasetten bizzat bahsediyorsun da yahu dün sizin en yakın aile dostunuz seninle beraber başına bir iş gelmesin diye hapse giren Yeşildağ ailesinin bir ferdi bir kaset yayınladı. O kasette çok enteresan nasıl hırsızlık yapıldığını anlatıyor. Diyor ki Ali Yeşildağ: Antalya Havaalanı yıl 2007’de havaalanının işletmesi satışa çıkıyor. Bir firma 5 milyar euro veriyor. Buna karşılık o firmanın dosyasından evrak çalınıyor. Yakınlardan birine 3 milyar euroya veriliyor. 1 milyar euro cep ediliyor. Bu iddia bizzat Recep Bey tarafından 1 milyar euro alındığını söylüyor.

“BU İDDİALARI SORUŞTURMAN GEREKİYOR. SEN CUMHURBAŞKANISIN”

Recep bey Recep bey… Hazır kaset orada. Bu iddiaları soruşturman gerekiyor. Sen Cumhurbaşkanısın. Bize sövmek yerine sen bu videoyu bir sorgula bakalım. Bu bir milyar dolar kimin cebine girmiş? Ali Yeşildağ’ın iddiasına göre senin cebine girmiş.

“5 MİLYARLIK YERİ 3 MİLYARA VERDİĞİNDE 1 MİLYAR, CEBELLEZİYMİŞ. 3 MİLYARA BİTECEK YERİ 11 MİLYARA BİTİRTTİĞİN ZAMAN CEBELLEZİ NE KADAR OLDU?”

Bir şey daha var.  Köprüler, tüp geçitler var. KÖİ deniliyor. Şimdi çıkacak diyecek ki: Bugünler diyecek daha iyi günler diyecek. Ondan sonra al başına belayı. Adamla beni dövüştüreceksiniz. Bu demin saydığım havaalanları, köprüler… Onlar da 3 milyar dolara yaptırılacak 11 milyara yaptırıldı. 5 milyarlık yeri 3 milyara verdiğinde 1 milyar, cebelleziymiş. 3 milyara bitecek yeri 11 milyara bitirttiğin zaman cebellezi ne kadar oldu?

“DÜRÜSTLÜĞÜNE HEPİMİZİN KEFİL OLDUĞU 13. CUMHURBAŞKANIMIZ SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU’NU SEÇECEKSİNİZ”

Benim son söz olarak sizden isteğim şudur: Bakınız 14 Mayıs günü yani cebinizden giden paraların, çocuklarınızın geleceğinden giden paraların devamını istiyorsanız ki istemiyorsunuz. Hakkında böyle söylentiler çıkmamış, dürüstlüğüne hepimizin kefil olduğu 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu seçeceksiniz.”

“EKONOMİYİ KÖTÜ YÖNETİRSENİZ YÜKSEK ENFLASYONA MAHKÛM EDERSİNİZ BU ÜLKEYİ”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da mitingde yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

“Bugün sizlere Türkiye’nin dört bir köşesinin, Anadolu’nun, Trakya’nın sevgisini getirdik.  Ülkemizin her yerinden yükselen demokrasi çığlını bugün buraya İstanbul’a getirdik. İstanbul, bu demokrasi çığlını duyuyor musun? Tüm dünya duyuyor, herkes Türkiye’yi izliyor. Türkiye’de demokrasi kazanacak, bütün dünyadaki demokratlar umutlanacak. Sağcı solcu demeden, Sünni Alevi demeden Kürt Türk Arap Laz Çerkez demeden her beraber daha fazla demokrasi diyecek miyiz? Hep beraber Sayın Kılıçdaroğlu’nu 13’üncü Cumhurbaşkanımız yapacak mıyız? Hep beraber Millet İttifakı olarak TBMM’de çoğunluğu sağlayacak mıyız?

Sevgili İstanbullular, siz bu ülkenin ekonomisini en iyi bilenlersiniz. Bu pahalılığı da yoksulluğu da en iyi hissedenlerdensiniz, bilenlerdensiniz. 2010’da İstanbul Avrupa Kültür Başkenti olmuş muydu? Tek haneli enflasyonla ve Avrupa Birliği standartlarına ulaşmak için yaptığımız reformlarla başarmıştık bunu. Şimdi, ülkeyi getirdikleri şu hale bakın. Bakın, size bu 200 liralık banknotun, bir hikayesini anlatmak istiyorum; bu banknot 2009 yılında tedavüle çıktı. Yıl 2009… Kaç dolar ediyordu biliyor musunuz? 134 dolar ediyordu. Bugün ne kadar ediyor? 10 dolar bile etmiyor. Döviz bürosuna gidin bakın, kur 20,5 oldu mu? 9 lira küsur ediyor. Ben şimdi soruyorum, herkesin cebindeki bu 200 liradan 134 dolar ederken; 9 dolara düşüren yani tam 124 doları kim çaldı ya? Bu enflasyon, tam baş belasıdır. Ekonomiyi kötü yönetirseniz yüksek enflasyona mahkûm edersiniz bu ülkeyi.

“ALTI AYDA MEVCUT KRİZ İKLİMİNİ SONA ERDİRECEĞİZ”

Şu an, Türkiye’de kurum murum kalmadı. Şu anda ülkede devlet kurumu neredeyse kalmadı. Her şey tek bir kişinin keyfine bağlı, şu anda bu ülkenin bir ekonomi politikası yok. Ne var? Zır cahillik var. Merkez Bankası’ymış, BDDK’ymış, bu kurumlar neredeyse yok hükmüne geldi. Devlet kadroları tek bir kişinin oyuncağı oldu. Ama arkadaşlar, endişeye mahal yok. Ne yapacağız, Türkiye’yi bu güzel ve güçlü ülkeyi hızla düzlüğe kavuşturacağız. 2002’de ülke çok kötü bir durumdayken, başarmıştık. Şimdi çok daha iyisini yapacağız. İlk bir ayda, kurumları ayağa kaldıracağız. Altı ayda mevcut kriz iklimini sona erdireceğiz. En geç 2 yılda da enflasyonu tek haneye indireceğiz. Bunu hep beraber başaracağız. Millet olarak bunu başaracağız.

“SİZ HER GÜN HUKUKU AYAKLAR ALTINA ALIP BU ÜLKENİN EKONOMİSİNİ BÜYÜTEMEZSİNİZ”

Değerli dostlarım, hep söylüyorum. Ne kadar adalet, o kadar ekonomi. Ne kadar hak ve özgürlük, o kadar ekonomi. Ne kadar demokrasi o kadar ekonomi. İşte siz, ülkemizdeki demokrasi zeminini güçlendirmezseniz, üstüne sağlam bir ekonomiyi asla inşa edemezsiniz. Olmaz. Siz her gün hukuku ayaklar altına alıp bu ülkenin ekonomisini büyütemezsiniz. Onun için olmuyor. Bunu anlamıyorlar ve ülkemizi bir krizden diğerine savuruyorlar. İşte bunun için biz ne diyoruz, ‘hak hukuk adalet’ diyoruz… İşte biz, hakkın düştüğü yerden kaldıracağız. Hukukun üstünlüğünü sağlayacağız ve adalet ile yöneteceğiz. Ancak o sağlam zemin üzerine sağlam bir ekonomiyi inşa edeceğiz. Çürük zemine sağlam ekonomi inşa edemezsiniz.

15 MAYIS, SİYASETİN HIDIRELLEZ’İ OLACAK

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da, mitingde yaptığı konuşmada 14 Mayıs gecesi, 15 Mayıs sabahı yeni bir baharda yasakların gideceğine dikkati çekerek şunları söyledi:

“Her vesile ile söylerim, İstanbul anlayana bir hocadır, ders verir. Bugün İstanbullular bir milli irade dersi veriyor.  Seçimlere ‘siyasi darbe’ diyen bir bakana; toplumu, milleti bölerek, kardeşi kardeşe düşman kılan bir söylem kullananlara milli irade dersi veriyor İstanbul.

Bugün Hıdırellez. Hıdırellez; insanın toprakla, suyla, havayla barışmasıdır. İnsanı, insanla barıştırmaya, kardeş kılmaya geliyoruz. Bugün bahar ve Hıdırellez. 15 Mayıs ise siyasetin Hıdırellez’i olacak.

13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşları ile yaptığımız görev taksiminde bana, Millet İttifakı’nın tarım ve gıda güvenliği politikalarını anlatmak düştü. Vaktimiz az. Ama size tarım ve gıda güvenliğini anlatırken iki zihniyeti anlatmaya çalışacağım.

Önce toprak. Ondan geleceğiz, ona gideceğiz dediğimiz toprak. Bir zihniyet der ki; toprak ranttır, kupon arazidir, üzerine gökdelen dikerek milyarlar kazanırız. Bir zihniyet de yani biz de deriz ki toprak bizim dostumuzdur, ondan geldik ona gideceğiz. Toprak, bir rant alanıdır diyenler. Bundan üç ay önce, şubat ayında; deprem bölgesine diktikleri binalarla büyük acılar yaşattılar. Malatya Bostanbaşı Kayısı Mahallesi’nde, kayısı dikilen bahçelerde gökdelen diktiler. Şimdi mücadele kim ile kim arasında? Toprağa bereket diye bakan, aslını toprakta görenlerle; toprakta rant görenler arasında. 2017 – 2020 arasında 2 milyon 370 bin dekar toprak, tarımdan uzaklaştırıldı. Sadece geçen sene 1 milyon büyükbaş, 1 milyon 300 bin küçükbaş hayvanımızı kaybettik. Envanter düştü. Siz niye pahalı et yiyorsunuz? Çünkü hayvancılığı öldürdüler. Çünkü bunlar toprakla savaşanlardır. Biz toprakla barışanlardanız.

GİRDİĞİ HER SEÇİMİ KAYBEDEN, BAŞBAKANLIK MAKAMINI DA GASP EDEN BİR ADAM…

Bir eski Başbakan. Bugünlerde çok konuşuyor. Seçimlerde yabancı istilacılara karşı, 14 Mayıs’ta; bu ülkeyi yabancı istilacılara bırakmayacağız. İstanbullular siz ona iki kere ders verdiniz değil mi? Bir yetmedi, iki kere. İzmirliler de ders verdiler. Girdiği her seçimi kaybeden, Başbakanlık makamını da gasp eden bir adam, çıkmış bizi yabancı işgalcilerle bir arada tutuyor. Haddini bil, haddini. Millet İttifakı, yabancı istilacılara da, toprağı işgal eden rantiyeye karşı da kurulmuştur.

ÇİFTÇİLERİMİZ TOPRAĞA GERİ DÖNECEK

Çok net söylüyoruz. Toprak, tarım politikamızın başında şu var: Toprağı rant alanı olarak gören bu zihniyet gidecek, toprağı bereket olarak gören çiftçilerimiz toprağa geri dönecek. İmar baronları gidecek, milletin efendisi köylü gelecek.

HEM İHA, HEM SİHA, HEM TOGG; HEM SOĞAN

İkincisi şu… KOP, GAP projesi kaldı. Ama bunlar Kanal İstanbul yapmak peşindeler. Çünkü rant var. Hiç hak etmedikleri, büyük servet birikimleri var. Bunlar tüketici ile üreticiyi birbirine düşman etti. Et, süt fiyatı artarsa, tüketici alamıyor; düşerse üretici kar edemiyor. Biri de çıktı ki, bunlardan biri; ‘Biz TOGG diyoruz, onlar soğan diyor’ dedi. Tam bir zihniyet fukarası. Sovyetler Birliği çökerken de böyle demişlerdi. Biz ise şunu diyoruz: ‘Hem İHA, hem SİHA, hem TOGG; hem soğan.’ Hiçbir zaman savunma sanayisini soğanın karşısına koymadık, bunlar koyarlar.

YİĞİDİ BİR KURU SOĞANA MUHTAÇ EDENLER GİDECEK, ANADOLU YİĞİTLERİ GERİ GELECEK

Bu seçim, halkla birlikte halkın kaderini paylaşanlarla; halkı gıda enflasyonu karşısında ezdirenlerin seçimi olacak. Size söz veriyoruz. Bütün milletime sesleniyorum: Millet İttifakı’nın iktidarında, gıda enflasyonunun altında bir cümle olmayacak. Yiğidi bir kuru soğana muhtaç edenler gidecek; Anadolu yiğitleri geri gelecek.

YENİ BİR BAHARDA YASAKLAR GİDECEK, ÖZGÜRLÜKLER GELECEK

Gelecek hafta, bütün bu rant dönemine son vereceğiz. Kendi halkına dönüp kitapsızlar diyenler, küffar diye konuşanlar… Dinimizi, vatanımızı, milletimizi ve milli değerlerimizi istismar edenler gidecek. 14 Mayıs günü kimler gidecek, kimler kalacak? 14 Mayıs gecesi, 15 Mayıs sabahı; yeni bir baharda yasaklar gidecek, özgürlükler gelecek. 15 Mayıs sabahı kutuplaşma gidecek, kucaklaşma gelecek. Kucaklaşacak mıyız? Millet İttifakı ile her kesim birbiriyle kucaklaşacak mı? Yargıya talimat veren hukuk anlayışı gidecek; hak, hukuk, adalet gelecek. Mülakat gidecek, liyakat gelecek. Her gün, her akşam bir videoları yayınlanan; işte dün akşam da Antalya Havalimanı’nda ne döndüğü yayınlanan; o yolsuzluk sistemi gidecek, siyasi ahlak gelecek. Gelecek mi? Bütün bunların sebebi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gidecek, güçler ayrılığına, demokratik hukuk devletine dayalı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem gelecek mi? Oy vermeye hazır mısınız?

SANDIKLARI YENİ BİR TÜRKİYE, YENİ BİR BAHAR İÇİN BULUŞTURACAK MIYIZ?

15 Mayıs günü; yalana, yolsuzluğa, yasaklara, yoksulluğa boğulmuş, Cumhur İttifakı gidecek, milleti bereket ile buluşturacak olan Millet İttifakı gelecek. Söz mü? 14 Mayıs günü, sandıkları yeni bir Türkiye, yeni bir bahar için buluşturacak mıyız? Haydi Türkiye, hep beraber.”

Editör: Saadet Gündem