Genel Başkan Yardımcımız ve İstanbul Milletvekilimiz Mustafa Kaya, Varlık Fonu’nun Türkiye’deki geldiği noktaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Devletin, özel sektörün, her bir insanımızın borcu günden güne katlanarak arttığına dikkat çeken Kaya, şunları söyledi:
“Dünyadaki örneklerinin aksine, sadece sürdürülebilir borçlanma için Ağustos 2016’da kurulan Varlık Fonu’nda nelerin olup bittiğine dair belki iktidar yetkilileri de dâhil kimsenin net bir bilgisi yok. Sayıştay’mış, denetimmiş, şeffaflıkmış, Meclis’e bilgi vermekmiş kimsenin böyle bir derdi de niyeti de yok. Dünyadaki en önemli varlık fonu örneklerinden olan ve 1,4 trilyon dolarlık bir değeri hesap edilen Norveç’teki fon 2023 yılının ilk çeyreğinde 84 milyar dolar kar açıkladı. Bizde ise Varlık Fonu’nun tek bir anlamı var, o da borç bulabilme aracı.
BORÇ KAMÇIMIZ OLMAKTAN ÇIKTI BAŞ BELAMIZ OLDU
Şurası artık çok açık; borç kamçımız olmaktan çıkalı ve tam anlamıyla baş belamız olalı hayli zaman geçti. Ne yazık ki kaynak bulma derdiyle siyasi tavizler vermesi beklenen bir ülke konumuna düşürüldük. Müflis bir evlat gibi evdeki televizyona gözümüzü dikmiş durumdayız.
‘Bizler bu millet için Allah’ın bir lütfuyuz’ havasında olan iktidarın narkozla bezenmiş, hipnoz kokan açıklama ve uygulamalarına karşı savunmasız bir toplum olarak sonumuzu bekliyoruz.
Borç bulmada zorlandığımız için Varlık Fonu’na devredilen değerlerimizi satarak veya ipotek olarak gösterip yüksek faizle de olsa kısa vadeli sıcak para ihtiyacımızı karşılamaya çalışıyoruz.
Dış borçlanma için ipotek olarak masaya konulan şirketlerimize, borçları zamanında ödeyemediğimiz takdirde satın alanlar tarafından el konulma ihtimali bir milli güvenlik sorunu değilse nedir?
BU MİLLETİ KENDİ ÜLKESİNDE YABANCI KONUMUNA DÜŞÜRMEYİN
‘Körfez ülkelerinin Türkiye’den belirli ‘asset’leri alma durumları var’ cümlesindeki ‘asset’ yerine Türkçe ‘varlık’ kullanılamıyorsa ortadaki sorun kabul ediliyor demektir. BOTAŞ değerli, diğer satılması muhtemel, masaya sürülen şirketlerimiz değersizmiş gibi bir yaklaşım içine girmek yapılan yanlışları meşru hale getirir mi? Gelin milletin emanetlerine sahip çıkın. Bu milleti kendi ülkesinde yabancı, kendi evinde kiracı konumuna düşürmeyin. Her uyarıyı, eleştiriyi savuşturma gayretine girişmeden ‘acaba istifade edebilir miyiz’ diye düşünün. Erbakan Hocamızın tabiriyle ‘toprak ayağımızın altından kayıyor’, bu acı gerçekle ne zaman yüzleşeceksiniz? Gelin daha fazla vebal yüklenmeyin ve yanlışlarınızdan vazgeçin. Ülkemizin, milletimizin geleceğini daha fazla tehlikeye atmayın.
