Hatay Milletvekilimiz Necmettin Çalışkan, düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Deprem bölgesindeki esnafların ve vatandaşların yaşadıkları sorunlara dikkat çeken Çalışkan şunları söyledi;“Deprem bölgesinde esnafımız bir de mücbir sebep kıskancında yaşıyor. İki ay-üç ay uzatarak ne amaçlıyorsunuz? Mücbir sebep uygulamasının yakında sonlandırılacak olması riski esnafımızı tedirgin etmektedir, hiç kimse geleceği öngöremiyor. Ülkemizin yaşadığı en büyük afetlerden birine maruz kalmış Hatay’da ve diğer deprem illerinde mücbir sebep süresi, 3 ay uzatılacağına en az bir yıl daha devam etmesi gerekmektedir. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz geçen yıl burada bütçe görüşmelerinde, 2024 bütçesinin en öncelikli konusunun deprem ve afet bölgeleri olacağını vaat etmişti. Sanki depremin sebep olduğu sorunlar çözülmüş ve günlük hayat normale dönmüş gibi davranılmasının bir anlamı yok. İnsanlar hâlâ en zor koşullarda yaşamlarını sürdürüyor, yaralarını sarmaya devam ediyorlar. Şimdi buna rağmen mücbir sebep süresi uzatılmazsa zaten güçlükle ayakta duran esnafımız vergi yükünün altında ezilecek. Bir türlü belini doğrultamadığı için ödenememiş vergi borçları yeniden gündeme gelecek. Bu insanların işlerini güçlerini bırakıp başka şehirlere taşınmalarını mı istiyorsunuz? 

HATAY’I YOK SAYMA SAHİP ÇIK

Hatay’ın boşaltılmasından daha büyük bir sorun, daha feci bir risk yok. Burada esnafı, işçisi, köylüsü, memuru bu şehre sahip çıkmak için bunca güçlüğe katlanıyorken hükümetimizin de artık elini biraz taşın altına sokmasını beklemeleri en büyük haklarıdır. Mücbir sebebi sonlandırmak Hatay’ı ve Hatay halkını yok saymak demektir. Hatay’ı yok sayma, sahip çık. Depremzedeyi, üreticiyi, esnafı, çiftçiyi, memuru destekle. Hatay’ın kalkındırılması için, yeniden canlanması için ne gerekiyorsa onu yap. Onca iş yapılıyor, Hatay’ın kendi firmalarıyla yap, Hataylılara pozitif ayrımcılık uygula. Bırak insanlar önlerini görsünler, istihdam sağlansın, üretim canlansın. Sanayi Sitelerinin yapımına öncelik ver. Üniversite adeta atıl bir duruma itilmek istenircesine görmezden geliniyor. Üniversite hocalarına acilen geliştirme ödeneği verilmelidir. Birçok değerli insan Hatay’ın ayağa kalkması için çalışırken içindeki bulundukları koşulların dikkate alınması gerekmektedir. Yeterli konut olmadığı için çalışma odalarında yatıp kalkan hocalar var. Bu durumda bulunanlar için, en azından dikkate alındıklarını göstermek için konutlar, misafirhaneler yapılması elzemdir. İnsanların ailelerinden kopmalarına, görevlerinden soğumalarına yol açmaya kimsenin hakkı yok.

Hatay’da en zor koşullar altında görev yapan öğretmene, polise, memura teşvik primleri ödenmelidir. Bu çalışanların barınma sorunları çözülmeden ne kadar performans bekliyorsunuz? Aklı ailesinde mi kalsın, geceyi nerede geçireceğinde mi, geçimini nasıl sağlayacağında mı? Ortada büyük bir yıkım var, sizin göreviniz bu enkazı ortadan kaldırmak. Mücbir sebep sonlandırılırsa aksine fiziki enkazın üzerine bir de ekonomik ve sosyal enkaz oluşturursunuz. Hatay’da insanların temel sorunlarını çözdünüz de sıra buna mı geldi? İnsanların hâlâ ciddi bir barınma ve konut sorunu var, eğitim sağlık hizmetlerini konteynerlerden alıyorlar, tarım ve hayvancılık yok olma noktasına geldi.

Grup Başkanvekilimiz Bülent Kaya: Türkiye’de Yargı Bağımsız Değil, Bütün Kritik Makamlara Siyasi Atamalar Yapıyorsunuz! Grup Başkanvekilimiz Bülent Kaya: Türkiye’de Yargı Bağımsız Değil, Bütün Kritik Makamlara Siyasi Atamalar Yapıyorsunuz!

GÖÇ İDARESİ

İktidarın yanlış göç politikalarının bedelini hem kendi vatandaşlarımız hem de Suriyeli göçmenler birlikte ödemektedirler. Suriye’den savaştan kaçıp ülkemize sığınmış bu insanların yaşadıkları sorunlar her geçen gün daha da artmakta ve sonuçları hepimize yansımaktadır. Bugün binlerce Suriyeli göçmenin adres beyanında sorunlar olduğu gerekçesiyle sağlık erişimlerinin engellendiği bilgisi gelmektedir. Bu kış günlerinde hem çoğunluğu yoksul olan bu insanlar mağdur edilmekte hem de salgın hastalık riski artmaktadır. Diğer taraftan maalesef Göç İdaresi’yle ilgili göçmenlerin giriş çıkışları hususunda rüşvet iddiaları artmaktadır. Toplumsal barışa ihtiyacımızın arttığı böyle bir dönemde hangi milletten olursa olsun insanların devlete düşmanlaştırılmasıyla sonuçlanacak bu tür uygulamalara son verilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Aksi takdirde göçmenlerle ilgili ileriki yıllarda daha büyük sıkıntıların yaşanacağı açıktır.

VERGİ AFFI

Diğer taraftan bölgedeki insanımızın en büyük sorunlarından birisi olan iş ve geçim sorununa katkı sağlaması için bir defaya mahsus bir vergi affına ihtiyaç vardır. Bölgesel ve ilçe bazlı değerlendirilerek depremde mağduriyeti tescili olanlara bu hak tanınmalıdır. Adil bir vergi affı hem esnafımızın sorunlarını ve istihdam sorunlarını çözmek için faydalı olacaktır.

SINIR KAPILARI

Ticaret güzergahıyla ilgili bir başka sorun da sınır kapılarının kapalı olması. Suriye’nin istikrara kavuştuğu ve iktidarın da Suriye ile ilişkileri yeniden düzeltmek istediği bu dönemde sınır kapılarının kapalı tutulmasının nedenini anlamak güç. Sınırlar zaten kevgir gibi, giren çıkan belli değil. Sınır kapısı açık olursa en azından sınırdan kimin girdiğinin kaydını da tutarsınız. Tel örgüyü delip geçeceğine sınır kapısından girer. Şoförlerimiz yolun uzamasından, kuyrukta beklemekten perişan hale geliyorlar. Bunca insana eziyet etmeyi bırakın artık. Sınır kapısının kapalı olmasının kimseye faydası yok, herkese zararı var.”

Editör: Saadet Gündem